Nuri Bilge Ceylan Türk sinemasının en değerli yönetmenlerinden biri kuşkusuz. Bu değerini dünya çapında muhafaza ettiği hepinizin malumu. “Kuru Otlar Üstüne” filmi hakkında ilk kareler sosyal medyaya düştüğünden bu yana sinemaseverler heyecanla filmi beklediler. Cannes Film Festivali’nde ilk kez görücüye çıkan film -NBC filmlerinde alışkın olduğumuz üzere- uzun bir ayakta alkışlanma sekansının ardından Merve Dizdar‘a en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırdı.
Nuri Bilge Ceylan’ın klasik tarzının yanı sıra, daha provokatif ve cesur bir anlatım sunan film, Doğu Anadolu’nun ücra bir köyünde zorunlu hizmetini yapmakta olan ve öğrencisini taciz etmekle suçlanan resim öğretmeni Samet’in dramatik öyküsünü anlatıyor.
Kuru Otlar Üstüne filminin oyuncu kadrosunda Deniz Celiloğlu, Musab Ekici, Ece Bağcı, Erdem Şenocak, Yüksel Aksu, Münir Can Cindoruk gibi isimler yer alıyor. Filmin çekimleri Erzurum ve Adıyaman’da yapıldı.
İZLEYİCİ YORUMLARI
Kuru Otlar Üstüne bence Nuri Bilge Ceylan’ın BZA’dan sonra en güçlü ve büyük filmi. Aynı zamanda bence en karanlık olanı; Samet de en karanlık karakteri. NBC’nin imgelerin daha yoğun anlamlar taşıdığı erken dönem sinemasıyla uzun diyalogların ağır bastığı geç dönem sinemasının etkileyici bir birlikteliği var filmde. Film Samet’in karanlığını, diğer karakterlerle, özellikle de Nuray’la yaşadığı karşılaşma ve çatışmalarla didik didik ediyor. NBC’nin hem sineması hem kişiliği özelinde tartışılan “politik olmak/taraf olmak/ses çıkarmak” meselesini de katman katman tartışıyor film.
(…) Duygusuyla, tasvir ettiği ruh haliyle, çok ağır bir film Kuru Otlar Üstüne. Üzerine çok tartışacağız. Zamanın ve ülkenin ruhu kadar ağır. Artık ne geniş ve ıssız coğrafyanın ne de bembeyaz karın örtmeyeceği, susup uzaklara bakmanın fayda etmediği bir sıkıntının filmi.
Aslı Ildır (letterboxd)
“Kuru Otlar Üstüne”, son yılların Türk Sineması’nın en aydınlık ve sıradışı eserlerinden biri olarak parlıyor. Film, o kadar derinlemesine işlemiş bir çürümüşlüğü resmediyor ki, kameranın çevresel perspektifindeki her detay, hatta sıradan görünen her şey, bir trajediye dönüşüyor.
(…) Ceylan’ın bu son eseri, sıradanlığı bir kenara bırakıp sefalete doğru yelken açan bir ruhun yaratıcı ve şiirsel bir manifestosu gibi. Kırsalın içinde sıkışıp kalmış hayal kırıklıklarının kucağında debelenen bu karakterin trajik öyküsü, son derece öznel bir bakış açısından geçiyor. Olaylar, bazen gizem dolu, ara sıra heyecan verici ve her zaman meydan okuyucu bir şekilde ilerliyor. Filmin üç saat on yedi dakikalık süresi, ancak sonlarına doğru gerçek ağırlığını hissettiriyor. İşte o zaman, duygusal bir baskıya yaklaşırken, kahramanın narsistik anlatısı bir çığlık gibi yankılanıyor.
Gizem Üstündağ (Politikyol)
NBC, taşra hesaplaşmasında yeni bir evreye geçmiş. Kılıçlar sert çekilmiş. Kavgada yumruk saymayanlar er meydanına çıkmış. Senaryo beraber kaleme aldıkları Akın Aksu’nun gençlik döneminden ve taşrada yaşadığı zamanlardan birikintiler barındıran senaryonun taşrayı çok iyi gözlemlediğini belirtmeliyiz. Nüanslar sahici. Hiçbir meselenin dışında kalmıyorsunuz. Karakterleri ikna edici kılan da bu. Ancak hikâyenin genelinde ironi ile karışık sert bir gerçekçilik ve bunun getirdiği haksızlık var. Herkes iyi de taşra mı kötü? Her şey iyi de taşra mı kötü? Cevap aramıyoruz. Çünkü film cevaplarla dolu.
Abdülhamit Güler (Litros Sanat)
Kuru Otlar Üstüne, Nuri Bilge Ceylan’ın bugüne kadarki en karmaşık ve en iyi filmi olabilir. Filmin 3 saatlik süresi sabır gerektiriyor ama sonuç tematik olarak ödüllendirici ve hayranlık uyandırıcı. İnsanın bencilliği ve insanları harekete geçiren şeyler üzerine ustaca bir eser, bugün hala insan davranışlarıyla ilgili sorduğumuz birçok soruya yol açıyor. İnanılmaz derecede katmanlı. Üçüncü saat dudak uçuklatıyor. Şaşırtıcı senaryo, yönetmenlik ve performanslar!
Matt Neglia (letterboxd)
Ahlat Ağacı sofistike diyaloglarla dolu epizodlar bütünüydü, bu nedenle replikler karakterlerin ağzında fazla yapay kalıyordu. Kuru Otlar Üstüne’de bu durum ortadan kalkmış fakat üç saat boyunca hikayeye ve karakterlere hizmet edecek diyaloglar neredeyse yoktu.
Metin Kaçar @Methousee (Twitter)
ikinci yarıdan sonra film inanılmaz bir düşüş yaşıyor, olay örgüsü karışıyor, film sanki kendi içinde iki, üç ayrı filme bölünüyor ve hiçbirinin anlamlı bir sonucu yok. bir yıldız hak ediyor mu, belki hayır, sinematografisi muhteşem olduğu için daha yüksek de verilebilirdi ama içimden gelmedi. filmde öğretmenler odasındaki sahne ne kadar doğal ve güzelse, nuray ve samet’in diyaloğu da bir o kadar yapay, muhtemelen en çok konuşulacak sahnelerden biri olmasına rağmen bitmesi için dualar ettim, bitmedi. dünya üstünde kimse böyle bir sohbete girmez, bu sohbet öyle akmaz, o cümleler de kullanılmaz. doğallığın yanında kendi fikirlerine de bu tip sahnelerde çok önem verdiği için doğallıktan kopmayı sanırım bu gibi “entelektüel” tartışmalarda kabulleniyor kafasında. bunu da nbc filmdeki doğallığa takık olduğu için yazıyorum, hangi akılla o sahneyi yazdılar da yönettiler de doğal durduğunu düşündüler acaba.
ekin (Letterboxd)
Benden önce film üzerine kalem oynatanların da belirttiği gibi Kuru Otlar Üstüne Ceylan’ın en politik filmi aynı zamanda. Ana karakterlerden Nuray, Ankara Garı saldırısında bacağının bir kısmını kaybetmiş, Kenan’ın yakını bir öğretmeni PKK katletmiş, annesinin her gece eve gelene kadar camda beklediği Feyyaz’ın babası da yıllar önce faili meçhul olmuş. Altın Koza’daki gösterim sonrası düzenlenen basın toplantısında sinemasındaki bu politik dokunuş (sinema yazarı arkadaşımız Olkan Özyurt tarafından) kendisine soruldu. Ceylan’ın cevabı şöyleydi: “Tanıdığımız bir arkadaşımızın hikâyesi bu. Ankara Garı patlamasında yaralanmıştı ve bölgede öğretmenlik yapıyordu. Onun hikâyesine odaklanınca patlama filme girdi. Tabii bölgede çekim yapınca o yörenin somut gerçekleri de filme sirayet ediyor. Bu tür meseleleri çok dikkatli kullanmak gerekiyor. Çünkü politikanın bir sanat eserinin, bir filmin önüne geçmesini istemiyorum. Ama öte yandan politikanın baskıladığı gerçekler, olgular, durumlar var; onları görünür kılmak da sanatçının görevi.”
Uğur Vardan (Oggito)
kuru otlar üstüne ile diğerleri arasındaki en büyük fark galiba filmin önermesi / anafikri / mesajı meselesiydi. örneğin ahlat ağacında evrensel bir tema olan baba oğul ilişkisi 2010lar çanakkalesine harika biçimde giydirilmiş, politik eleştiriler dozunda, anlamlı ve yerinde idi. kuru otlar üstüne’de ise filmin bir mesajı olmadığı gibi filmin olay örgüsüne katkıda bulunmayan birçok gereksiz değini ve gönderme vardı. haliyle bunlar sakil ve geveze durdu. kuru otlar üstüne filmi yapmak istediği politik eleştirileri yapmaya cesareti olmadığından karnından konuştu durdu. her şeyi hayatın anlamsızlığına, nihilist ve narsist bir karakterin hezeyanlarına bağladı. sonuç olarak ne pedofili ne terörizm ne taşra ne alevilik ne de başka bir şey hakkında akılda kalıcı bir şey söyleyemedi.
tartuna (EkşiSözlük)
Nuri Bilge Ceylan sinemasının son dönemiyle hem çok tanıdık hem de riskli, cesur, yabancılaştırıcı hamleler deneyen bir film. Ana karakterleri bazında ve ele aldığı kilit meseleler hakkında hikaye kurgusu üzerinden yeni şeyler denerken, Cevahir Şahin – Kürşat Üresin ikilisinin görüntü yönetmenliği de bu yeni yapıya katkı sağlamış.
Deniz Celiloğlu, NBC sinemasının bugüne kadarki en karanlık karakterine unutulmaz bir performansla hayat vermiş. Merve Dizdar Cannes’daki ‘en iyi kadın oyuncu’ ödülünün hakkını veren, NBC sinemasının en derinlikli yazılmış ve en iyi oynanmış kadın karakterine dönüşmüş. Musab Ekici yan karakterde adeta parlarken, Ece Bağcı sinemamızın unutulmayacak çocuk oyuncu performansları arasına adını yazdırmış. Oyuncu yönetimi Ahlat Ağacı’ndaki yanlış cast seçimlerini unutturacak derecede iyi. En az sahnesinden en çok sahnesi olan kişiye kadar kimse aksamıyor, sırıtmıyor.
ibodirector (Letterboxd)
Kuru Otlar Üstüne mekân, karakter ve anlatım dili açısından bakıldığında yönetmenin BZA ile başlayan süreçte aynı minvalde ilerlediğinin de işaretlerini verir. BZA, her drama kişisinin karaktere dönüştüğü tam anlamıyla bir Çehovyen dramadır. Ercan Kesal ile ortaklığı yönetmenin başka bir anlatım tarzı geliştirmesini sağlarken, devamında eşi Ebru Ceylan ve Ahlat Ağacı ile onlara katılan Akın Aksu ile birlikte ise daha karakter odaklı, anlatmayı ve betimlemeyi seven pastoral roman tarzında bir üslup ön plana çıkar. Kuru Otlar Üstüne, yönetmenin görsel bir dünya yaratmakla yetinmeyeceğini, sözel anlamda da edebi birtakım anlatım denemelerine girişeceğinin örneği olarak da okunabilir. Akın Aksu’nun Ahlat Ağacı’nda olduğu gibi bu filmde de öğretmenlerin ve okuldaki ilişkiler ağının yaratılmasına yaptığı katkı, yerelin bu kadar gerçekçi bir biçimde tasvir edilmesi noktasında dikkate değerdir.
Barış Saydam (Avrupa Sineması)
Kuru Otlar Üstüne, yönetmenin yenilik arayışını ortaya koyan bir yapım. Teknik olarak daha önce denemediği şeyleri uygulamış. İnsanın, toplumun ve ülkenin karanlığı çok iyi aktarılmış.
Film, kişinin bitmeyen anlam arayışı, aidiyeti veya aidiyet kuramaması üzerine düşündürüyor.
Zeynep Tuğçe Karadağ @morelajar (Twitter)
Nuri Bilge Ceylan’ın yeni filmi Kuru Otlar Üstüne, bireyciliğini sürdürülebilir kılmak için başkalarının yaşam coşkusuna ve inancına ihtiyacı olan bir adamın, Samet’in hikâyesini anlatıyor. İlk bölümlerinin, özellikle de okul sahnelerinin etkileyici karmaşasını zamanla kaybeden film, siyaset-felsefe tartışmasında önemli bir eksiğe sahip.
(…) Film bittiğinde çok iyi anlıyoruz ki, bu haritanın merkezindeki Samet bir çeşit vampir; bu inançsız hayatı sürdürebilmesi, sinizmini sürdürülebilir kılması için bile başkalarının kanını emmeye ihtiyacı var. Ceylan’ın bu filmini diğerlerinden daha karanlık kılan, sadece bireycilik savunusunu (çelişkileriyle) siyasi inanç alanına taşımış olması değil. Bireyciliğin, sürdürülebilir olması için, başkalarının inançlarına, yaşam coşkularına, angajmanlarına, bütün o öykü akışını yaran insan fotoğraflarına ihtiyaç duyuyor olduğunu gösterebilmesi. Bu karanlığa bakabilmesi.
Fırat Yücel (Altyazı Dergisi)
Teknik olarak alışılagelen kadrajlarıyla bireylerin yalnızlık, umut, saflık ve hesapçılığını resmeden yönetmen, sinematografik açıdan Türkiye sineması için yeni sayılabilecek devrimsel bir set sahnesiyle bir filmden beklenen “inandırıcılığı” ihlal etmeyi de dener. Salondan tuvalete geçmek isteyen Samet’in açtığı kapıdan çıkarak set çalışanlarının arasından geçmesi ve böylece tuvalete girmesi -ki orada cinsel performansını artırmak için hap alacaktır- yalnızca “bu bir filmdir, gerçek değildir” göndermesi olarak değerlendirilemez. Nuray karşısında kendine bir kimlik edinmeye çalışan Samet bu vesileyle filmin dışına çıkarak ortama, yani kurguya yabancılaşarak yersizyurtsuzlaşır. Bu sahneyle Samet’in Nuray’a gösterdiği duygusallığın bilinçli yapaylığı anlatılmak istenir.
Nihat Kuyan (Birikim Dergisi)
Kuru Otlar Üstüne benim için NBC’nın en iyi filmlerinden değil. Fakat yerelin yerine dünyanın belirgin biçimde daha çok hedeflendiği bir film ve yemek sahnesi bunun için kıymetli bir gösterge. Fotoğraf sanatının bu kadar açıktan yer alması da bir farklılık.
Yıldız Ramazanoğlu @YldzRamazanolu Twitter
merve dizdar’ın cannes’ da ödül aldığında neden bu kadar şaşırdığını anladım. filmin en iyi oyuncusu açık ara “kenan” karakterini oynayan musab ekici’ydi bence. tabi cannes jurisi muhafazakar kodlarla büyümüş, üniversite okuyup kendince modernleşmiş, hafif köylü kurnazı tipini bilmediğinden adamın nasıl müthiş oynadığını fark etmemiş olabilir.
nikola teslaya aşık olan kadın (Ekşi Sözlük)
Filmin çıkış hikayesi Ahlat Ağacı filminde de imam karakterini oynayan Akın Aksu’nun Erzincan’da öğretmenlik yaptığı dönemde yazdığı güncelerine dayanıyormuş, sanırım Bir Zamanlar Anadolu’dan sonra Nuri Bilge sadece görselliği ile değil, hikayesi ile de öne çıkan filmler yapabilmenin tadını aldı ve bence iyi de oldu. Yine de Bir Zamanlar Anadolu’da, Kış Uykusu, Ahlat Ağacı’ndaki öyküler kadar güçlü bulamadım maalesef. İzlemeden önce elinize senaryosunu alıp okursanız beklentiniz dibi görebilir, fakat o senaryodan o filmi çıkarabilmesi de yine Nuri Bilge’nin alamet-i farikası.
Teyzem Teyfik (Ekşi Sözlük)
yine felsefi tartışmaların ve bireysel içe dönüşlerin çerçevesini çizdiği bir nuri bilge ceylan filmi.
özellikle spagetti- şarap gecesi sekansı içerik olarak da tempo olarak da çatışmanın kurgusu anlamında da filmin en sevdiğim bölümlerinden biri oldu. merve dizdara ödülü getirenin özellikle bu sekans olduğunu sanıyorum. içinde bulunduğu ruh halini konuşmadan anlatabilmek büyük yetenek… ve bu beceri sevim karakterini canlandıran ece bağcı’da da var görünüyor.
tekamacokozgurluk (Ekşi Sözlük)
Nuri Bilge’nin son filmi Kuru Otlar Üstüne, içine mesajlar boca edilmiş vasat bir film. Filmin afiş karesini de içeren bölümler, Avrupalı izleyiciler için düşünülmüş yapıştırma bölümler. Hazır tabiat görüntülerine, doğuda unutulmuş bir yere ve kasvete yaslanmak yeterli olmamış.
Ali Ayçil @AycilAli (Twitter)