Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sı birçok yönden Orwell’in gözetim devletinden daha yakındır günümüze. Bir palyatif toplumdur. Acı orada ayıp sayılır. Yoğun duygular da bastırılır. Her dilek ve ihtiyaç anında karşılanabilmelidir. İnsanlar eğlence, tüketim ve haz karşısında sersemlerler. Mutlu olma baskısı hayata hakimdir. Devlet, halkın mutluluğunu artırmak için “Soma” adlı, uyuşturucu özelliklere sahip bir hap dağıtır. Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sında tele-ekran yerine bir “his sineması” söz konusudur. Bir “koku organı”yla tüm-beden yaşantısı sunarak insanları uyuşturup sersemletir. Soma gibi o da tahakküm aracı olarak kullanılır.
Günümüzde tele-ekran ve televizyon ekranı, yerlerini dokunmatik ekrana bırakmaktadır. Yeni teslimiyet aracı akıllı telefondur.
Enformasyon rejiminde insanlar artık eğlenceye teslim olan pasif seyirciler değildir. Hepsi aktif yayıncılardır. Sürekli enformasyon üretir ve tüketirler. Artık bağımlılık ve zorlama biçimine bürünen iletişim çılgınlığı, insanları yeni bir ergin olmama/reşit olmama hali içinde bir arada tutmaktadır. Enformasyon rejiminin teslimiyet formülü şudur: Ölümüne iletişim kuruyoruz.
Habermas’ın 1962’de yayımlanan Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, zamanı gereği ancak elektronik kitle iletişim araçlarını tartışabilmiştir. Günümüzdeyse dijital medya, kamusal alanı köklü bir yapısal dönüşüme maruz bırakıyor. Dolayısıyla Habermas’ın Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, köklü bir revizyon gerektiriyor. Dijital medya çağında, diskursif/ söylemsel kamusallık, kitle iletişim araçlarının eğlence formatları, yani enformasyona-dayalı-eğlence formatları tarafından değil, her şeyden önce enformasyonun viral yayılması ve çoğalması, yani bir enformasyon salgını [Infodemie] tarafından tehdit edilmektedir. Üstelik dijital medyanın özünde kamusal alanı parçalayan bir merkezkaç kuvveti bulunur. Kitle iletişim araçlarının amfitiyatroya benzer yapısı, yerini dijital medyanın merkezi olmayan rizomatik yapısına bırakır. Kamusal alan, özel alanlara bölünür. Böylelikle dikkatimiz tüm toplumu ilgilendiren konulara yöneleceğine, dağılır.
Enfokrasiyi ve enformasyon rejimindeki demokrasi krizini daha derinlemesine anlamak için bir enformasyon fenomenolojisi gereklidir. Bu kriz bilişsel düzeyde başlar. Enformasyonun çok kısa bir güncelliği vardır. Zamansal istikrardan yoksundur çünkü “sürpriz(in) cazibesi”nden beslenir. Zamansal istikrarsızlıktan dolayı algıyı parçalar. Gerçeği/fiili olanı “sürekli güncellik çılgınlığı”na çeker. Enformasyon üzerinde oyalanmak mümkün değildir. Bu da bilişsel sistemi huzursuz eder. Enformasyonun doğasına içkin hızlanma zorlaması, bilgi, deneyim ve kavrama gibi zaman alan, bilişsel pratiklerin bir kenara itilmesine sebep olur.
Kısa süreli güncelliği nedeniyle enformasyon, zamanı atomize eder. Zaman, sadece anlık şimdilerin ardışıklığına bölünür. Enformasyon, bu açıdan zamansal süreklilik oluşturan anlatılardan ayrılır. Bugün zaman, her düzeyde parçalanmıştır. Hem yaşamı hem de algıyı dengeleyen taşıyıcı zaman mimarileri gözle görülür derecede hızla erozyona uğramaktadır. Enformasyon toplumunun genel kısa vadeli doğası demokrasiye uygun değildir. Söylemin doğasında, hızlandırılmış, parçalanmış iletişimle bağdaşmayan bir zamansallık vardır. Söylem, zaman-yoğun bir praksistir.
Rasyonellik de zaman alan bir yoğunluğa sahiptir. Rasyonel kararlar uzun vadeli bir perspektif gerektirir. Anın ötesinde, geçmiş ve geleceğe uzanan refleksiyonlara dayanırlar. Bu zamansal genişleme rasyonaliteye ayırt edici özelliğini verir. Enformasyon toplumunda ise rasyonel davranmak için zamanımız yoktur. İletişimi hızlandırma zorlaması bizi rasyonellik ten yoksun bırakır. Zaman baskısı altında zekaya [Intelligenz] kayarız. Zekanın tamamen farklı bir zamansallığı vardır. Zekice davranış, kısa vadeli çözümlere ve başarılara yönelir. Dolayısıyla Luhmann haklı olarak şunu belirtir: “Bir enformasyon toplumunda artık rasyonel değil, en iyi ihtimalle zekice davranıştan söz edilebilir.”
Söylemsel rasyonalite, günümüzde aynı zamanda duygulanım iletişimi tarafından da tehdit edilmektedir. Art arda hızla gelen enformasyonlardan fazlasıyla etkileniriz. Duygulanımlar, rasyonellikten daha hızlıdır. Duygulanıma dayalı bir iletişimde daha iyi argümanlar değil, en çok uyarım yaratan enformasyon baskın çıkar.
Dolayısıyla sahte haberler [Fake News] gerçeklerden daha fazla dikkat çeker. Sahte haberler ya da bağlamından koparılmış bir enformasyon parçası içeren tek bir tweet muhtemelen mantıklı bir argümandan daha etkili olur.
Trump, ilk Twitter başkanı olarak siyasetini tweetlere bölmüştür. Siyasetini belirleyen vizyonlar değil, viral enformasyonlardır. Enfokrasi, başarı odaklı, araçsal davranışı teşvik eder. Fırsatçılık yayılır. Bu bağlamda ABD’li matematikçi Cathy O’Neil haklı olarak, Trump’ın yalnızca takipçi tepkilerine dayanan mükemmel bir fırsatçı algoritma gibi davrandığına işaret eder. Zamansal istikrara sahip kanaatler ya da ilkeler, kısa vadede güç kazanmak için feda edilir.
* Bu okuma parçası Byung-Chul Han’ın Ketebe Yayınları tarafından yayımlanan “Enfokrasi Dijitalleşme ve Demokrasinin Krizi” isimli kitabından alınmıştır.
Enfokrasi Dijitalleşme ve Demokrasinin Krizi – Byung-Chul Han
Çevirmen: Mustafa Özdemir
Ketebe Yayınları